Likya Turu

Antik kentlerin keşfedileceği, akvaryum gibi sularda yüzeceğimiz benzersiz bir tatil için hedefimiz Akdeniz. Muhteşem anılar biriktirip fotoğraflar çekeceğimiz ve kendimizi yeniden keşfederken Türkiye’nin güzelliklerine de hayran kalacağımız Likya turu ile yola çıkmanın şimdi tam zamanı. Üstelik dünyaca ünlü Likya yolu yürüyüş rotasının içerisinde yer alan güzelliklere de tanık olarak…

Dalyan

Türkiye’nin tatil cennetleri say say bitmez. Güzel ülkemizin masmavi sulara ve tarihi bir geçmişe sahip yerlerinden biri olan Dalyan, denizi Köyceğiz Gölü’ne bağlayan su kanalının oluştuğu, efsanesi dilden dile anlatılan Byblis ve Kaunos’un hikayesinin izinde kaya mezarlarını keşfedeceğiniz eşsiz bir yer. Dalyan hem doğal güzelliği hem de efsanelere konu olan tarihi ile her yıl yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktası oluyor. Atlantik Okyanusu’ndan Anadolu sahillerine yumurta bırakmaya gelen dünyaca ünlü Caretta Caretta cinsi deniz kaplumbağalarına ev sahipliği yapan İztuzu Plajı ise eşi benzeri bulunmayan bir güzellik olarak karşımıza çıkıyor.

Akyaka

Mimarlık ödülü almış evleriyle meşhur Akyaka, son günlerin en çok tercih edilen tatil destinasyonlarının başında geliyor. Gökova Körfezi’nin doğu ucunda yer alan önemli bir turizm merkezi konumundaki Akyaka’da keşfedilecek birçok durak var. Gökova Körfezi’ni selamlayarak teknelere binip seyir alma vakti şimdi. Denizler tanrısı Poseidon’un sarayına ev sahipliği yapan, Mısır Kraliçesi Kleopatra’nın adıyla anılan plajı ve adayı bünyesinde barındıran Jacques Cousteau’nun ‘Dünyanın Cenneti’ dediği Gökova’nın el değmemiş koylarını gezmeye başlayın. Gelibolu Adası, Yeşil Deniz, Zeytinli Koy, Kleopatra Plajı, Sedir Adası, İncekum, Lacivert Koy bu rota boyunca hayranlık duyacağınız yerlerden sadece birkaçı. Batı Menteşe Dağları’nın altındaki yüzlerce gözeden çıkan soğuk dağ suyunun oluşturduğu, Avrupa’dan gelen göçmen kuşların dinlenme yeri olan, yer yer 5 metreye kadar uzanan su altı sarmaşıklarına sahip Azmak Çayı ise unutulmaz bir güzellik olarak hafızanıza kazınacak.

Kaş

Bozulmamış dokusu, akvaryuma benzer denizi ve muhteşem doğası ile Kaş, Türkiye’nin ne denli güzel olduğunu ispatlarcasına karşılıyor bizleri. Kaş’ın ünlü Kaputaş Plajı, denize girmek ve fotoğraf çekmek için ilk durak oluyor. Coğrafi olarak şekli bir yayı andırdığı için bu ismi alan Kaş, Akdeniz’in turizm cennetlerinden biri olması nedeniyle dünyanın birçok ülkesinden de turist ağırlıyor. Lahitler, kaya mezarları ve benzersiz deniz canlıları ile bir dalış merkezi konumunda da olan Kaş’ta Uzun Çarşı’da gezebilir, çarşının bitimindeki lahidi keşfedebilir, Antiphellos antik kentinin tiyatrosunu ziyaret edebilirsiniz. Kaputaş Plajı kadar meşhur Akçagerme, Büyükçakıl, Küçükçakıl, ile Bayındır Liman, İnceboğaz ve Limanağzı plajlarına giderek muhteşem Kaş denizinin tadını doyasıya çıkartabilirsiniz.

Kekova

Dünyaca ünlü Kaputaş Plajı’nın dalgalarına kendinizi bırakıp tatilin keyfini çıkarttıktan sonra şimdi rotamızda derin bir tarihe sahip olan Kekova var. Bu dakikadan itibaren etrafınız sonsuz bir mavilik ve antik kentlerle çevrili olacak. Kekova’nın giriş kapısı olan Üçağız Köyü’ne doğru yolculuğa devam ettiğinizde Türkiye’nin kendine has kıyı köyü ve dokusunu koruyan nadir güzelliklerden biri ile karşılaşmış olacaksınız. ‘Kekova mavisi’ olarak bilinen o rengi canlı canlı göreceğiniz Üçağız’dan tekneye binip çok değil, 10 dakika kadar seyir aldıktan sonra Akdeniz’in benzersiz koyları arasında yer alan Esmeralda Koyu, Hamidiye Koyu ve Tersane Koyu’na varacaksınız. Kekova, kral mezarları ve antik kentleri ile dünya üzerindeki nadir yerleşim yerlerinden biri konumunda. Simena Köyü, Kekova Adası ve M.Ö ll.yy’da gerçekleşen depremle bir kısmı sular altında kalmış olan Batık Şehir kalıntıları ise, Kekova’da keşfedeceğiniz gizli hazinelerden sadece birkaçı. Dağ kekikleri ile çevrili ve yanık dondurması ile ünlü Üçağız‘da yüzerken denizin içerisindeki lahitleri fotoğraflayabilir, kano kiralayarak etrafı keşfe çıkabilirsiniz.

Göcek

Dünyanın sayılı yat merkezlerinden biri olan Göcek, büyüklü küçüklü muhteşem koyları ile Toros Dağları’nın bittiği yerde başlıyor ve sonsuz mavilikler içerisinde devam ediyor. Türkiye’nin tatil başkentlerinden biri olan Göcek coğrafi yapısı, bakir koyları, keşif adaları ile dünyanın birçok ülkesinden turist ağırlarken yerli turizmin de kalbinin attığı bir yer oluyor. Benzersiz kumsallara ev sahipliği yapan Göcek’te Günlüklü ve Hamam KoyuYassıca ve Göcek Adasıile adını Bedri Rahmi Eyüboğlu’nda alan Bedri Rahmi Koyu keşfedilecek yerlerin başında geliyor.

Ölüdeniz

Babadağ’ın eteğinde bulunan Belcekız Mevkii’ni selamlayıp tekne ile masmavi sulara açılın. Ölüdeniz‘in koylarını deniz üzerinden keşfetmek kadar güzeli yok. Dümeni Kaplan Kelebeği ile ünlü, mevsiminde yüzlerce kelebeğin görülebildiği meşhur Kelebekler Vadisi’ne çevirin. Dünyada eşi benzeri bulunmayan bir başka değerimiz Kelebekler Vadisi’nde ister vadi yürüyüşü yapın, ister akvaryum gibi denizin keyfini çıkartın. Ölüdeniz’in muhteşem koylarını tüm gün süren bir deniz yolculuğu ile keşfederken sırasıyla Gemiler Adası, Soğuksu Koyu, Camel Beach, Akvaryum Koyu‘nda demir atın. Eğer maceraperest bir ruhunuz varsa o halde Ölüdeniz tam size göre bir yer. CMAS,PADI,SSI sertifakalı, uluslararası konseptlerde lisanslara sahip eğitmenler tarafından verilecek bilgi sonrası, dalış noktalarına giderek Akdeniz’in derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkabilirsiniz. Eğer daha önce dalış yapmadıysanız “discovery dalış” yapma imkanı da bulabilirsiniz. Bu kadar macera bana yetmez diyorsanız muhteşem Ölüdeniz manzaralı Babadağ’a çıkarak yamaç paraşütü de yapabilirsiniz.