Odessa tipik bir Ukrayna kenti olmanın hem çok uzağında hem de çok yakınında. Soğuk iklimin Akdeniz’i sayılabilecek Odessa’da deniz, kum ve güneş ile birleşen tarih, hem deniz tatili hem de yurt dışı kültür turu için imkan sağlıyor. Son günlerde artan kur artışlarından çok da etkilenmeyen çünkü kendi para birimi grivnayı kullanan Ukrayna’da ekonomik tatil yapmak için bu kez yaz dönemine denk gelen bir zamanda rotamı Odessa’ya çeviriyorum.

Odessa

Ukrayna’nın sahil kenti Odessa, Karadeniz kıyısındaki en büyük limanlardan biri. Ayrıca Ukrayna’nın üçüncü büyük kenti. Altın Ordu, Kırım Hanlığı, Litvanya Dükalığı, Osmanlı İmparatorluğu gibi farklı egemenlikler görmüş bu kent özellikle yaz aylarında turist akınına uğruyor. Görkemli binaları, doğal ve kültürel güzellikleri ile günümüzde Ukrayna’nın adeta cazibe merkezi konumunda burası. Öğrenci ağırlıklı bir şehir olan Odessa’da 20 tane üniversite bulunuyor. Genç bir nüfusu olan ve Türk vatandaşlarından vize istemeyen ülkeler arasında yer alan ve ekonomik tatil imkanı oluşturan Odessa’da gezilecek yerlerin sayısı da bir hayli fazla.

Odessa Nerede?

Odessa, Ukrayna’nın güneyinde yer alıyor. Bir Karadeniz kıyı ülkesi olan Ukrayna’nın tatil bakımından avantajlı kenti olan Odessa, Karadeniz havzasının da en büyük şehri. Ukrayna gece hayatı için vazgeçilmez kentlerden biri olan Odessa 24 yaşayan bir kent olduğu için genç nüfus tarafından da ilgi görüyor.  Ukrayna ile Türkiye arasında vize uygulaması kalktığı için de kolaylıkla Odessa’ya gitmek mümkün. Hatta 2017 yılından itibaren Türk vatandaşları yeni çipli kimlik ile pasaport olmadan da bu güzel kente gidebiliyor. Kentin en yakın komşusu ise Moldova. Başkent Kiev ise 468 uzaklıkta.

Odessa Gezi Rehberi

Bir sahil kenti olan Odessa’da yaz ayları deniz tatili yapılsa da aslında bu kentin tarihi durakları da keşfedilmeye değer. Eğer geniş çapta bir tur yapmak istiyorsanız aşağıdaki yerleri listenize mutlaka dahil edin derim.

Katakomplar

Odessa’nın İkinci Dünya Savaşı’nda Nazi Almanyası’nın işgaline uğradığı üç yıl boyunca, yerel direnişçiler (partizanlar) tarafından kullanılmış ve içinde yaşanılmış labirent Katakomplar, bölgenin gizemli tarihini bugün de gözler önüne seriyor. Yer altında bulunan sığınaklar olarak tanımlayabileceğim bu katakompların bazı bölümleri ise ziyaretçilere açık.

Potemkin Merdivenleri

Potemkin Zırhlısı filmini hatırlayan var mı? İşte o filmle ölümsüzleşen Potemkin Merdivenleri, kentin sembolik yerlerinden biri. Avrupa’daki en ilgi çekici altıncı merdiven olan Potemkin Zırhlısı filmi ile dünya çapında bir üne kavuşan bu merdivenler, Osmanlı-Rus Savaşı sonunda imzalanan Yaş Anlaşması’nın ardından Çariçe II. Yekaterina’nın emri ile yaptırılıyor. 220 basamaktan oluşan merdivenler aşağıdan bakıldığında hiç bitmeyecek gibi gözüküyor. Basamaklar gözünüzü korkutmasın, burayı yürüyerek gezebileceğiniz gibi fünikülere binerek de keşfedebilirsiniz.

Puşkin Müzesi

Rus edebiyatının kurucusu olarak bilinen yazar ve şair Aleksandr Sergeyeviç Puşkin’in izlerini Odessa’da sürebilirsiniz. Rus yazar ve şair Puşkin’in 1923 yılında güneye sürgün edilip Odessa’ya geldiğinde kaldığı apartman, 1961 yılından itibaren Puşkin Müzesi olarak hizmet veriyor. Müze içerisinde yazara ait notlar, eşyalar ve fotoğraflar yer alıyor.

* Müze pazartesi günleri kapalı. Odessa otelleri bölgesine yakın bir konumda yer alan müzenin adresi Pushkinska Street, 13, Odessa.

Deribasovskaya Caddesi

Odessa’nın İstiklal Caddesi Deribasovskaya, bu kentin kalbinin attığı yer. Araç trafiğine kapalı olan Deribasovskaya Caddesi, gezinizin olmazsa olmazı. Cadde boyunca cafe ve restoranlar, dükkanlar ve mağazalar yer alıyor. Yaz aylarınca cıvıl cıvıl olan Deribasovskaya Caddesi’nde boylu boyunca yürümek ve cadde üzerinde yer alan Odessa Şehir Parkı’nı ziyaret etmek bu güzel kentten yapılmadan dönülmeyecekler arasında yer alıyor.

Odessa Şehir Parkı

Deribasovskaya Caddesi’ne geldiyseniz yolunuzu mutlaka Odessa Şehir Parkı‘na da çevirin. Odessa, yeşilin bol olduğu kentlerden biri. Bunda elbette Karadeniz’de yer alıyor olmasının da etkisi büyük. Merkezi yerlerde bile karşınıza oldukça büyük park ve bahçeler çıkabiliyor. Özellikle yaz aylarında neredeyse bütün Odessa’yı bu parklarda görmek mümkün.

Odessa Arkeoloji Müzesi

Müze gezmeyi hoşlananlar için rotayı tekrar bölgenin tarihini öğrenebileceğimiz müzelere çevirme vakti. Ukrayna’nın en eski arkeolojisi müzesi olan Odessa Arkeoloji Müzesi, 1825 yılında açılmış. Antik Yunan ve Mısır ile Rus tarihine uzanan geniş bir koleksiyona sahip Odessa Arkeoloji Müzesi’nde yaklaşık 160 bin eser bulunuyor.

* Odessa Arkeoloji Müzesi, pazartesi günleri kapalı. Adres: Lanzheronvska Street, 4, Odessa

Odessa Akademik Opera ve Bale Sahnesi

Sadece gezilecek yer değil, içeriye girip denk gelinen herhangi bir oyunun da izlenmesi gereken yerlerden biri burası. Dünyaca ünlü eserleri oldukça uygun fiyatlara izleyebileceğiniz Odessa Akademik Opera ve Bale Sahnesi’ne gitmeden önce online olarak rezervasyon yaptırabilirsiniz.

Vorontsov Feneri

Odessa’da gezilecek yerler arasında bir de fener var. Ukrayna’nın sembollerinden biri olan kırmızı beyaz fener 27.2 metre uzunluğunda. Kentin valilerinden biri olan Mihail Vorontsov’un ismini taşıyan Vorontsov Feneri, 1862 yılında yapılmış, II. Dünya Savaşı sırasında yıkılmış ve yerine bugünkü fener tekrar yapılmış.

Ayçiçeği Tarlaları

Bu kentin önemli geçim kaynaklarından biri ayçiçeği yetiştiriciliği. Türkiye’nin birçok bölgesinde karşımıza çıkan ve özellikle yaz aylarında sapsarı renkleriyle fotoğraflık kareler veren ayçiçeği tarlalarına burada da bol bol rastlayacaksınız. Kilometrelerce uzanan ayçiçeği tarlalarında unutulmaz fotoğraflar yakalamak için hayal gücünüze güvenin ve bol bol keşif yapın derim.

Odessa’da Denize Girilecek Yerler

Bu kenti gezerken yaz aylarına denk gelmişseniz o zaman deniz molası vermeden ayrılmak olmaz. Deniz tatili için sadece yerel tercihi oluşturmayan Odessa’ya Türkiye’den de yazın birçok kişi tatil yapmaya gidiyor. Bu yüzden plajlarda Türkçe duymak hiç de şaşırtıcı olmuyor.

Arcadia Plajı

Odessa’da denize girmek için güzel plajlar var. Bilinen en meşhur plaj Arcadia. Hem denize girmek hem de Ukrayna eğlencesini yaşamak için Arcadia’ya uğramadan Odessa plajları keşfedilmiş sayılmıyor. Gündüz denize girilen geceleri ise gece kulüpleri ile şenlenen Arcadia Plajı, merkeze de oldukça yakın bir konumda yer alıyor.

Malibu Plajı

Arcadia’dan sonra Malibu plajı da bölgenin hareketli ve eğlenceli plajlarının başında yer alıyor. Birçok gece kulübü ve barın yer aldığı Malibu Plajı, Arcadia kadar yakın bir konumda değil. Ama deniz açısından bakarsak çok daha temiz bir denizi var bu plajın.

 

İzmir’in Seferihisar ilçesine bağlı bir mahalle Sığacık. Türkiye’nin ilk Sakin Şehir unvanına sahip üyesi olan Sığacık için yola çıktığımda az çok karşılaşacağım güzelliğin de farkındaydım. Bu yüzden tatil için nereye gitsek diye düşünenlere, Kurban Bayramı tatili için hala planı olmayanlara benden bir öneri gelcekse o da Sığacık’a gidin olacaktır. Eğer tatil sizin için sadece deniz kum güneşten ibaret değilse, keşfetmeyi seviyorsanız, sessiz sakin ortamlar size daha yakın geliyorsa o zaman hiç düşünmeyin. Sizin rotanız Sığacık olmalı…

Sığacık

İzmir’in antik çağlarından günümüze gelen Sığacık, İyonya’nın 12 şehrinden biri olan Teos’un kuzey limanını oluşturan ve eşsiz coğrafyasıyla hayranlık uyandıran bir yer. Bir liman yerleşim yeri olan ve balıkçı kasabası sempatikliğini sonuna kadar yaşayan Sığacık, Cittaslow yani Sakin Şehir unvanını taşıyan değerlerimizden biri olduğu için de ayrıcalıklı bir konumda.

Sığacık’ta Gezilecek Yerler

Gelelim merakla beklenen kısma. Ata Demirer’in Olanlar Oldu filminin çekildiği yer olan; fotoğraflarda gördüğümüz, salkımların sarmaladığı beyaz badanalı evleri, taş sokakları, mavili pembeli panjurları, sokak lambaları, kapı önü muhabbetleri, limanı selamlayan dükkanları ile her şey, gerçekte çok daha güzel burada.

Sokaklar

Bence burada gezilecek en güzel yer sokaklar. Her sokakta ayrı muhteşemlikte kareler yakalayacağınız Sığacık’ın evlerine bakarken ‘keşke burada yaşasaydım’ diyeceksiniz. Bembeyaz ve renkli panjurlu evleri, arnavut kaldırımlı sokakları ile her köşesinde mimari bir estetik yatan Sığacık’ta kartpostallardan fırlamış gibi duran sokaklara aşık olacaksınız. Bu konuda çok ciddiyim!

Sığacık Kalesi

Kanuni Sultan Süleyman’ın Rodos seferi sırasına denk gelen tarihte, kıyıları savunma amaçlı yapılan Sığacık Kalesi, bir deniz üssü olarak inşa edilmiş. Antik Teos Kenti’nin taşları kullanılarak yapılan kalede Teos şehrine ait kitabelere de rastlanıyor. Kale etrafında da gezilecek birçok yer var. Burada pazar günleri kurulan pazara mutlaka gidin derim. İzmir’in lezzetlerini bulabileceğiniz pazarda ayrıca yöresel el zanaatleri yapan kadınların tezgahına da uğrayın.

Kaleiçi Pazarı

Bir yukarıda bahsettiğim kale çevresine kurulan pazara gitmişken gözden kaçırmamanız gereken lezzetleri burada da belirtmek istedim. Aslında burası alelade bir pazar değil. Sakin Şehir unvanına sahip Sığacık’ın üretici pazarı burası. Pazardaki her şey tamamen bölgeye ait şeyler. Burada bir ilerideki köye ait ürün yer almıyor, tamamen Sığacık’a özgü şeyler satılıyor ve yapılıyor. Pazar günleri kurulan pazara erken saatlerde gitmenizde fayda var çünkü burası öğleden sonra epey kalabalık olabiliyor. Lokal lezzetleri tadabileceğiniz pazarda kadınların evlerinde yaptığı baklavaların, pişilerin, kabak çiçeği dolmalarının, enginarların tadı damağınızda kalacak.

Sığacık Limanı

Burası bir liman bölgesi. Antik çağlardan bu yana liman özelliğini koruyarak gelmiş. Marinası ve balıkçı tekneleri insana huzur bulduran Sığacık Limanı‘ndan gün batımını izlemeden asla ayrılmayın. Eğer denizi ve deniz yolculuğunu seviyorsanız hazır limana kadar gelmişken buradan kalkan günlük tekne turları ile Seferihisar’ı ve bölgenin koylarını da gezebilirsiniz. Taş Ada, Papaz Boğazı, Azmak, Aktaşlı ve Çamağız tekne turları ile görebileceğiniz güzelliklerden.

Teos Antik Kenti

İzmir’in güzelliklerinden ve daha da ötesinde büyük değerlerinden biri antik kentleri. Birçok antik kente ve tarihi esere ev sahipliği yapan İzmir Sığacık’ta da 1 kilometre ötede bir antik kent bulunuyor. Perslere ve İyonlulara ev sahipliği yapan Teos Antik Kenti‘ne Sığacık gezinizde mutlaka uğrayın.  Tiyatro, odeon, agora gibi kalıntıların görülebildiği antik kentin en önemli kalıntısı ise buralı olan Şarap Tanrısı Dionysos’un adını taşıdığı tapınak.

Seferihisar Doğa Okulu

Sığacık’a yarım saat uzaklıkta bulunan Seferihisar Doğa Okulu, Orhanlı Köyü‘ndeki zeytinlikte yer alıyor. Orhanlı İlkokulu’nun restorasyonu ile bugünkü hizmetine alt yapı sağlayan Doğa Okulu tıpkı Doğanbey Köyü’ndeki Nesin Matematik Köyü ve Tiyatro Medresesi gibi gönüllülük esasına dayalı bir şekilde hayata geçirilmiş. En büyük destekçileri arasında başta Tarkan olmak üzere birçok ünlü ismin de yer aldığı Seferihisar Doğa Oklu’nda usta çırak modelinde eğitim esas alınmış. Tarım, mimari, sanat, hukuk, felsefe, ekoloji gibi farklı disiplinlerde bilgi alışverişinin gönüllü olarak yapıldığı Seferihisar Doğa Okulu’nda ister kuş okuluna gidebilirsiniz isterseniz zeytinyağı okulunda kendi ürünlerinizi yapabilirsiniz.

Sığacık’ta Denize Girilecek Yerler

Kültür turunuzu tamamladıysanız, bölgenin tarihini ve bugününü keşfettiyseniz, pazarda karnınızı doyurup bir iki hediye de aldıysanız o halde denize girme vakti geldi demektir. Seferihisar’ın en çok mavi bayraklı halk plajına sahip yeri Sığacık olduğu için burada bol bol denize girecek yer bulmanız mümkün.

Akkum Plajı

Soğuk deniz sevenler buranın denizine bayılacaklardır. Eğer sıcak insanı iseniz biraz üşüyebilirsiniz. Merkeze yakın bir konumda yer alan Akkum Plajı, tertemiz kumsalı ve berrak denizi ile deniz tatili için ideal. Sarı kuma sahip Akkum Plajı’nda ister ücretsiz olarak denize girin ister tesis hizmetlerinden faydalanarak tatil yapın. Muhteşem bir gün batımı yaşayan Akkum Plajı’ndan güneşi batırmadan da dönmeyin.

Akarca Plajı

Akkum Plajı’na göre daha sakin olan Akarca Plajı, mavi bayrağa sahip bir halk plajı. Çakıllı bir denizi olan Akarca Plajı da muhteşem denizi ile Sığacık’ın eşsiz duraklarından biri oluyor.

Ekmeksiz Plajı

Serin bir suya sahip olan Ekmeksiz Plajı’nda tatlı ve soğuk su kaynakları bulunuyor. Teos Antik Kenti’nin kalıntılarını da görebileceğiniz Ekmeksiz Plajı çevresinde bütçenize göre pansiyon bulabilir,butik Sığacık otelleri‘nde kalabilirsiniz.

Akvaryum Plajı

Mavi bayrak konusunda doğanın ayrıcalıklı davrandığı Sığacık’ta tertemiz ve berrak denizi ile Akvaryum Plajı da iyi bir alternatif. Akvaryumun plajı taşlık, denizi ise derin.

Sığacık Otelleri

İster merkezde ister denize yakın Sığacık otellerinde kalın. Çok büyük bir yer olmadığı için vakit kaybınız da çok olmayacaktır. Gardenya Butik Otel ve Teos Village, Sığacık otelleri arasında öne çıkan konaklama alternatiflerini oluşturuyor.

Likya Turu

Antik kentlerin keşfedileceği, akvaryum gibi sularda yüzeceğimiz benzersiz bir tatil için hedefimiz Akdeniz. Muhteşem anılar biriktirip fotoğraflar çekeceğimiz ve kendimizi yeniden keşfederken Türkiye’nin güzelliklerine de hayran kalacağımız Likya turu ile yola çıkmanın şimdi tam zamanı. Üstelik dünyaca ünlü Likya yolu yürüyüş rotasının içerisinde yer alan güzelliklere de tanık olarak…

Dalyan

Türkiye’nin tatil cennetleri say say bitmez. Güzel ülkemizin masmavi sulara ve tarihi bir geçmişe sahip yerlerinden biri olan Dalyan, denizi Köyceğiz Gölü’ne bağlayan su kanalının oluştuğu, efsanesi dilden dile anlatılan Byblis ve Kaunos’un hikayesinin izinde kaya mezarlarını keşfedeceğiniz eşsiz bir yer. Dalyan hem doğal güzelliği hem de efsanelere konu olan tarihi ile her yıl yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktası oluyor. Atlantik Okyanusu’ndan Anadolu sahillerine yumurta bırakmaya gelen dünyaca ünlü Caretta Caretta cinsi deniz kaplumbağalarına ev sahipliği yapan İztuzu Plajı ise eşi benzeri bulunmayan bir güzellik olarak karşımıza çıkıyor.

Akyaka

Mimarlık ödülü almış evleriyle meşhur Akyaka, son günlerin en çok tercih edilen tatil destinasyonlarının başında geliyor. Gökova Körfezi’nin doğu ucunda yer alan önemli bir turizm merkezi konumundaki Akyaka’da keşfedilecek birçok durak var. Gökova Körfezi’ni selamlayarak teknelere binip seyir alma vakti şimdi. Denizler tanrısı Poseidon’un sarayına ev sahipliği yapan, Mısır Kraliçesi Kleopatra’nın adıyla anılan plajı ve adayı bünyesinde barındıran Jacques Cousteau’nun ‘Dünyanın Cenneti’ dediği Gökova’nın el değmemiş koylarını gezmeye başlayın. Gelibolu Adası, Yeşil Deniz, Zeytinli Koy, Kleopatra Plajı, Sedir Adası, İncekum, Lacivert Koy bu rota boyunca hayranlık duyacağınız yerlerden sadece birkaçı. Batı Menteşe Dağları’nın altındaki yüzlerce gözeden çıkan soğuk dağ suyunun oluşturduğu, Avrupa’dan gelen göçmen kuşların dinlenme yeri olan, yer yer 5 metreye kadar uzanan su altı sarmaşıklarına sahip Azmak Çayı ise unutulmaz bir güzellik olarak hafızanıza kazınacak.

Kaş

Bozulmamış dokusu, akvaryuma benzer denizi ve muhteşem doğası ile Kaş, Türkiye’nin ne denli güzel olduğunu ispatlarcasına karşılıyor bizleri. Kaş’ın ünlü Kaputaş Plajı, denize girmek ve fotoğraf çekmek için ilk durak oluyor. Coğrafi olarak şekli bir yayı andırdığı için bu ismi alan Kaş, Akdeniz’in turizm cennetlerinden biri olması nedeniyle dünyanın birçok ülkesinden de turist ağırlıyor. Lahitler, kaya mezarları ve benzersiz deniz canlıları ile bir dalış merkezi konumunda da olan Kaş’ta Uzun Çarşı’da gezebilir, çarşının bitimindeki lahidi keşfedebilir, Antiphellos antik kentinin tiyatrosunu ziyaret edebilirsiniz. Kaputaş Plajı kadar meşhur Akçagerme, Büyükçakıl, Küçükçakıl, ile Bayındır Liman, İnceboğaz ve Limanağzı plajlarına giderek muhteşem Kaş denizinin tadını doyasıya çıkartabilirsiniz.

Kekova

Dünyaca ünlü Kaputaş Plajı’nın dalgalarına kendinizi bırakıp tatilin keyfini çıkarttıktan sonra şimdi rotamızda derin bir tarihe sahip olan Kekova var. Bu dakikadan itibaren etrafınız sonsuz bir mavilik ve antik kentlerle çevrili olacak. Kekova’nın giriş kapısı olan Üçağız Köyü’ne doğru yolculuğa devam ettiğinizde Türkiye’nin kendine has kıyı köyü ve dokusunu koruyan nadir güzelliklerden biri ile karşılaşmış olacaksınız. ‘Kekova mavisi’ olarak bilinen o rengi canlı canlı göreceğiniz Üçağız’dan tekneye binip çok değil, 10 dakika kadar seyir aldıktan sonra Akdeniz’in benzersiz koyları arasında yer alan Esmeralda Koyu, Hamidiye Koyu ve Tersane Koyu’na varacaksınız. Kekova, kral mezarları ve antik kentleri ile dünya üzerindeki nadir yerleşim yerlerinden biri konumunda. Simena Köyü, Kekova Adası ve M.Ö ll.yy’da gerçekleşen depremle bir kısmı sular altında kalmış olan Batık Şehir kalıntıları ise, Kekova’da keşfedeceğiniz gizli hazinelerden sadece birkaçı. Dağ kekikleri ile çevrili ve yanık dondurması ile ünlü Üçağız‘da yüzerken denizin içerisindeki lahitleri fotoğraflayabilir, kano kiralayarak etrafı keşfe çıkabilirsiniz.

Göcek

Dünyanın sayılı yat merkezlerinden biri olan Göcek, büyüklü küçüklü muhteşem koyları ile Toros Dağları’nın bittiği yerde başlıyor ve sonsuz mavilikler içerisinde devam ediyor. Türkiye’nin tatil başkentlerinden biri olan Göcek coğrafi yapısı, bakir koyları, keşif adaları ile dünyanın birçok ülkesinden turist ağırlarken yerli turizmin de kalbinin attığı bir yer oluyor. Benzersiz kumsallara ev sahipliği yapan Göcek’te Günlüklü ve Hamam KoyuYassıca ve Göcek Adasıile adını Bedri Rahmi Eyüboğlu’nda alan Bedri Rahmi Koyu keşfedilecek yerlerin başında geliyor.

Ölüdeniz

Babadağ’ın eteğinde bulunan Belcekız Mevkii’ni selamlayıp tekne ile masmavi sulara açılın. Ölüdeniz‘in koylarını deniz üzerinden keşfetmek kadar güzeli yok. Dümeni Kaplan Kelebeği ile ünlü, mevsiminde yüzlerce kelebeğin görülebildiği meşhur Kelebekler Vadisi’ne çevirin. Dünyada eşi benzeri bulunmayan bir başka değerimiz Kelebekler Vadisi’nde ister vadi yürüyüşü yapın, ister akvaryum gibi denizin keyfini çıkartın. Ölüdeniz’in muhteşem koylarını tüm gün süren bir deniz yolculuğu ile keşfederken sırasıyla Gemiler Adası, Soğuksu Koyu, Camel Beach, Akvaryum Koyu‘nda demir atın. Eğer maceraperest bir ruhunuz varsa o halde Ölüdeniz tam size göre bir yer. CMAS,PADI,SSI sertifakalı, uluslararası konseptlerde lisanslara sahip eğitmenler tarafından verilecek bilgi sonrası, dalış noktalarına giderek Akdeniz’in derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkabilirsiniz. Eğer daha önce dalış yapmadıysanız “discovery dalış” yapma imkanı da bulabilirsiniz. Bu kadar macera bana yetmez diyorsanız muhteşem Ölüdeniz manzaralı Babadağ’a çıkarak yamaç paraşütü de yapabilirsiniz.